İran’ın Ankara Büyükelçiliğince “İran İslam Devrimi zaferinin 46. yıl dönümü” resepsiyonu düzenlendi.
Resepsiyona, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Hasan Habibullahzade, üst düzey yetkililer, yabancı misyon temsilcileri ve birçok davetli katıldı.
Etkinlikte konuşan Işıkhan, İran’ın milli gününü şahsı ve Türkiye adına kutlayarak dost ve kardeş İran halkını tebrik etti.
Bakan Işıkhan, iki ülke arasındaki köklü tarihi ilişkilerin karşılıklı anlayış, saygı ve iyi komşuluk zemininde günden güne geliştiğine işaret ederek, kültürel ve manevi yakınlığa sahip halklar arasındaki samimi dostluğun da güçlendiğini belirtti.
Türkiye ve İran’ın sadece coğrafi olarak değil, sosyal bağlar, ticaret ve kültür bakımından da tarihsel süreçte birbiriyle iç içe olduğunu kaydeden Işıkhan, ortak değerlerin dostluğun temel direklerini teşkil ettiğini söyledi.
Işıkhan, 1639’da belirlenen ve asırlardır değişmeyen sınırların iki ülkenin dostluğunu ve kardeşliğini gösterdiğini dile getirerek, “Türkiye İran’ın Batı’ya, İran da Türkiye’nin Doğu’ya açılan penceresi konumundadır. Türkiye ile İran’ın güçlü ilişkiler kurmaları ve birbiriyle sıkı diyalog yürütmeleri bulundukları bölgenin, İslam aleminin ve hatta tüm dünya toplumlarının yararınadır.” dedi.
Karşılıklı üst düzey ziyaretlerin ve işbirliği mekanizmalarının dostluğun en önemli göstergesi olduğunu kaydeden Işıkhan, 2014’te kurulan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin 9. Toplantısıyla iki ülke arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi için adımlar atılacağını belirtti.
Işıkhan, başta Filistinlilerin uğradığı zulüm ve katliam olmak üzere bölgenin huzurunu, istikrar ve güvenliğini tehdit eden sorunlar karşısında işbirliğinin etkin şekilde sürdürümesinin her zamankinden daha fazla önem taşıdığını vurguladı.
“Suriye halkına destek vermek hepimizin görevi
Suriyelilerin ülkelerinin istikrar, refah ve güvenliği için tarihi bir fırsat yakaladığına dikkati çeken Işıkhan, “Tüm bölge ülkeleri olarak kardeş Suriye halkına bu süreçte destek vermek hepimizin görevidir. İşte tüm bu hususlar, Türkiye ile İran arasındaki ilişkileri son derece özel kılmaktadır.” dedi.
Işıkhan, ikili ticaret hacminin 30 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini hatırlatarak, ticaret, karşılıklı yatırım, kültürel ve insani alanlarda ilişkilerin güçlenmesinin önemini vurguladı.
İran ile “Çalışma, İstihdam ve Sosyal Güvenlik Alanında İşbirliği”ne ilişkin bir mutabakat zaptının Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 9. Toplantısı kapsamında imzalanması yönünde çalışmalar olduğunu anlatan Işıkhan, 2025 Türkiye-İran Kültürel Değişim Yılı etkinlikleriyle halkların birbirini daha iyi tanımasını ve karşılıklı turizm faaliyetinin yoğunlaşmasını temenni ettiklerini söyledi.
Büyükelçi Habibullahzade ise Bolu’da meydana gelen yangında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek, hayatını kaybedenlere rahmet ve yaralılara acil şifalar diledi.
Habibullahzade, ülkesinin insanlığın en eski medeniyetlerinden birine beşiklik yapmış bir ülke olarak, son 46 yılda birçok zorluğa rağmen ilerleme ve kalkınma yoluna devam ettiğini vurguladı.
Komşu iki ülke İran ve Türkiye halkları arasında beş asırdan fazla süredir devam eden barış, iyi komşuluk, karşılıklı saygı ve diyaloğa dayanan köklü ve tarihi ilişkilerin bölgede her zaman kalıcı ve sürdürülebilir bir işbirliği modeli olduğunu kaydeden Habibullahzade, komşularla ilişkileri güçlendirmeyi dış politikanın stratejik önceliklerinden biri olarak gördüklerini ve iki üke arasındaki işbirliği düzeyinin artırılmasının özel önem taşıdığını ifade etti.
“İran ve Türkiye müstesna ilişkilere sahip”
Habibullahzade, son altı ayda iki ülke arasında çok sayıda görüşme ve ziyaret yapıldığını belirterek, “İran ve Türkiye, sahip oldukları derin kültürel, tarihi ve medeniyet bağları sayesinde bölge ülkeleri arasında her zaman müstesna ilişkilere sahip olmuştur.” dedi.
Bu bağlamda, 2025’in iki ülke halkı arasındaki kültürel, bilimsel ve eğitsel işbirliğinin derinleştirilmesi yönünde değerli bir fırsat sunmak üzere “İran-Türkiye Kültür Yılı” olarak ilan edildiğini aktaran Habibullahzade, ekonomik ilişkilerin de büyüme eğiliminde olduğuna değindi.
Habibullahzade, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 30 milyar dolar hedefine doğru ilerlediğine işaret ederek, iki ülke ekonomilerinin birbirini tamamladığını belirtti.
Enerji, sanayi, tarım, kara yolu ve demir yolu taşımacılığı, altyapı projelerine ortak yatırım, turizm ve diğer ekonomik alanlarda daha yapıcı ve kapsamlı bir işbirliği kurabileceğini dile getiren Habibullahzade, “İran ve Türkiye’nin sahip olduğu eşsiz jeopolitik konum, bu iki ülkeyi dünyanın doğusu ve batısını birbirine bağlayan bir köprü haline getirmiştir. Bölgesel ve uluslararası ulaşım ve transit ağlarının geliştirilmesindeki işbirliği, iki ülke ve bölgedeki diğer ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari bağların güçlendirilmesi için geniş kapasiteler sağlamıştır. İran ve Türkiye arasındaki işbirliğinin maksimum düzeye çıkarılması, bölgede barış, istikrar ve kalkınmanın güçlendirilmesi açısından ilham verici bir model olabilir.” diye konuştu.
Habibullahzade, İran’ın Filistin halkını ve Gazze’de ateşkesi kararlılıkla desteklediğini, adaleti savunduğunu ve zulme karşı geldiğini vurguladı.
İsrail’in yayılmacı politikalarının, saldırganlığının ve işgalinin uluslararası hukukun açıkça ihlali olduğunun altını çizen Habibullahzade, İsrail’in, bölgede adil bir barışın sağlanmasının önünde ciddi bir engel olmaya devam ettiğini kaydetti.
